İsviçre gezi notlarıma aradan fazla zaman geçmeden başlamak istedim. Bir doğa aşığı olarak İsviçre, bir çok kişinin olduğu gibi, benim de ölmeden önce görmek istediği yerlerdendi. Abimin hali hazırda burada yaşıyor olması ve görmek istediğim bir çok yerin de burada bulunmasıyla, Pegasus’un yaptığı bir kampanya beni ister istemez bu yola soktu. Her şeyden önce bu seyahatin, benim için sadece bir seyahat olmayacağını anlamam fazla uzun sürmedi.
İsviçre Vizesi (Schengen Vizesi)

İsviçre’de Avrupa’daki bir çok ülke gibi Schengen vizesi istiyor. Fakat vize süreci diğer ülkelere göre biraz daha fazla irdelenip, sancılı geçiyor. İlk Schengen başvurumu buradan yapacaktım. Abimin burada yaşaması davetiye ile başvurma seçeneği doğursa da, biraz araştırıp çevreme danıştıktan sonra turist olarak başvurmam daha kolay olacaktı.
Ben turist olarak, orada tanıdığım kimse yokmuş gibi kendim başvurmayı seçtim. İsviçre vizesi için yetkili aracı kurum TLS Contact üzerinden randevu alıp evraklarımı topladım ve randevuya gittim. Yanlışlıkla döneceğim son gece için otel rezervasyonu yaptırmayı unutmuşum. Bana verilen bir zarfla bu eksik belgeyi de tamamlayıp 1,5 saat içinde büroya tekrar teslim ettim. 4-5 gün sonra TLS Contact üzerinden İsviçre Konsolosluğu’ndan bir mail geldi. Orada tanıdığım biri var mı? Yalnız mı gezeceğim. Tanıdığım varsa oturma izni veya biriyle gezeceksem onun Schengen vizesi örneğini istediler. Ben de durumumu özetleyen bir dilekçe hazırlayıp tekrardan TLS Contact’a dilekçemi teslim ettim. Bir sonraki hafta vizem çıktı ve almak için tekrar gittiğimde sadece seyahat tarihlerimi kapsayacak şekilde vize alabildim. İlk Schengen vizem olması ve aldığım ülkenin de İsviçre olması nedeniyle böyle bir sonuç çıktığını düşünüyorum.
İsviçre’de Ulaşım

Şunu en baştan söyleyebilirim ki ulaşım konusunda en rahat edeceğiniz ülkelerden birine gidiyorsunuz. İsviçre gezim 17-25 Kasım 2018 tarihlerini kapsıyordu. Kışı sevdiğim ve görece diğer mevsimlere göre daha az kalabalık olduğu için ve yemyeşil doğasını kışın keşfetmek istediğimden bu tarihleri bilerek seçmiştim. Nereye gidersem gideyim benim için en büyük sorun ulaşımdır. Ehliyetim yok ve araba kullanmayı bilmiyorum (: Yeni yılda umarım ilk yapacağım şeylerden biri ehliyet almak olacak. Bu da beni her zaman alternatif yollara itiyor.
Fakat bu sefer şans bana güldü ve Dünya’daki en iyi ulaşım ağına sahip ülkede çok rahat bir şekilde gezebilecektim. Araştırmalarım sonucu İsviçre’deki ulaşım SBB CFF FFS (İsviçre Federal Demiryolları) tarafından sağlanmakta ve sistem canavar gibi dakikası dakikasına işlemektedir. SBB Mobile uygulamasından gitmek istediğiniz yeri seçtikten sonra size, nasıl gideceğinizi nerede aktarma yapıp, hangi peronda inip hangi perona geçmeniz gerektiğini, aktarma arası sürelerini ve ne kadar yürüyeceğinize kadar her şeyi söylemekte. Hatta biletinizi mobil uygulama üstünden de satın alıp kontrol eden görevliye okutmanız mümkün. Kolay seyahat edebilmeniz için her şey düşünülmüş.
Ben biletimi Zürih‘teki ana tren garından(Main Train Station – Zürich Hauptbahnhof) aldım. Seyahat edenler için çok güzel bir bilet oluşturmuşlar Swiss Travel Pass. Bu bileti (3,4,8,15) günlük periyotlarla ardışık günler veya esnek günler seçenekleriyle almanız mümkün. Abim ve yengem çalıştıkları için hem beraber vakit geçirebileceğimiz hem de istediğim yerleri görebileceğim şekilde evde hızlı bir plan yaptık ve 4 günlük almaya karar verdim. Diğer günlerde ise beraber çok güzel vakit geçirdik.
Bileti aldığım günler ardışık 4 günü kapsıyordu. Bu biletin ücreti 270 CHF (İsviçre Frangı) olmakta olup esnek günler seçeneği yaklaşık 40 CHF daha pahalıydı. Size uyan seçeneklerden birini seçip rotanızı çok kolay bir şekilde gerçekleştirebilirsiniz. Bu bilet İsviçre’de bulunan tüm Kanton ve şehirlerdeki tren, otobüs ve botları, 500’den fazla müzeyi, ve 3 tane dağ trenini(Rigi, Schilthorn ve Stanserhorn) ücretsiz olarak, diğer dağ trenlerini ise %50’ye varan indirimlerle kullanmanızı sağlıyor. Hangi durakta kaçta ineceğiniz size söylendiği için vakit konusunda plan yapmak işinizi oldukça kolaylaştırıyor.
Ben Swiss Travel Pass harici görmek istediğim iki dağ (Eiger ve Matterhorn) için ayrıca dağ treni bileti aldım ve her birine ayrı ayrı 38 CHF daha ödedim. Bu ücret tabii Swiss Travel Pass’e özel indirimle olan fiyat.
Ben biletimi 2. sınıftan aldım ve fiyatta bu sınıfın fiyatı. SBB uygulaması trenin kullanım saatlerine göre yoğunluğunu yine mobil uygulamasından gösteriyor. İşe gidiş ve çıkış saatlerinde tahmin edebileceğiniz gibi yoğunluklar bulunmakta ama genel olarak çok rahat seyahat ettim ve yolculuğun tadını çıkardım. Ülke de yolculuk büyük önem arz ettiğinden insanların rahat ve konforu çok iyi düşünülmüş. Trenlerde, çöp, tuvalet, masa, priz ve kimisinde wi-fi gibi temel ihtiyaçlar bulunmakta. İnsanlar 1 saatlik tren yolculuklarında çalışmalarına devam edip veya farklı şeylerle uğraşabiliyorlar.
İsviçre Gezi Planı

Ben bir yere gezmeye gitmeden önce vaktim kısıtlı olduğu için bir ön araştırma olayına giriyorum. İlgili blog yazıları, videolar ve instagram üzerinden bölgeyle ilgili paylaşım yapan hesapları takibe alıyorum. Daha sonra gitmek istediğim yerleri Google Maps üzerinde pinleyerek günlük rotamı oluşturuyorum. Tabii burada gideceğim yerde yapacağım faaliyetlerde önem arz ediyor. Yürüyüş, tırmanış veya farklı bir faaliyet yapacaksam zamanımı ona göre planlıyorum.
Benim gittiğim dönemde hava akşam 16:45 gibi çok erken bir saatte karardığı için ben her gün yola sabah 05:30 civarı çıktım. Gideceğim yerlerin uzaklığı en yakın 2 en uzak 4 saat arasında değişmekteydi ve ben gün ışığından faydalanarak gezmek için bu yöntemi kullandım. Bu şekilde gideceğim yere ulaştığımda gün doğmuş oluyordu ve vaktimi faydalı bir şekilde kullanabiliyordum. Öncelikle şunu söyleyebilirim kışı ve soğuğu seven birisi olarak, gün doğmadan yolda olduğum için veya daha güneş henüz ısıtmadığı için sabahları bazı zamanlar şehir böyleyse dağ nasıldır acaba diye düşünmeden edemedim. Fakat gezmeye başladıktan sonra korkularımın yersiz olduğunu anladım. Dağların güneş alan kısımları şehirlerden çok daha sıcaktı ve bir çok yerde yürürken montumu çıkartıp içliğimle yürüdüm. Kış mevsiminde gidiyorsanız bence alt üst içlik edinin ve kat kat giyinmeye özen gösterin. Yürüyüş esnasında terleyip çıkarabilirsiniz veya mola verdiğinizde üşümemek için tekrar giyinebilirsiniz.
Harita üstünde pinlediğim yerlerden günlük rotalarımı oluşturdum ve 4 günlük gezi planım şu şekilde oluştu.
- gün : Zürih – >Bern -> Interlaken Ost(Doğu) -> Lauterbrunnen -> Kleine Scheidegg -> Grindelwald – > Interlaken Ost(Doğu) -> Bern -> Zürih
- gün : Zürih – Appenzell – Wessaraunen – Ebenalp – Seealpsee – Appenzell – Zürih
- gün : Zürih -> Bern-> Furtigen(Blausee) -> Kandersteg -> Spiez -> Interlaken Ost -> Brienz -> Lungern -> Luzern -> Zürih
- gün : Zürih -> Bern -> Visp -> Zermatt -> Gornergrat -> Zermatt -> Visp -> Bern -> Zürih
Bu şekilde görmek istediğimden ve planladığımdan çok daha güzel bir gezi yapmış oldum. Benim gezi planım daha çok dağ,tepe diye tabir edebileceğimiz rotalardan oluşuyordu. İsviçre’nin doğası gerçekten harika ve buraları gezmeden dönseydim kesinlikle içimde kalacaktı. Ama bu demek değil ki şehirleri kötü, gezdiğim şehir merkezleri Zürih, Bern, Luzern, Zermatt, Thun, Basel, Schaffhausen’de çok çok güzel yerler. Özellikle Luzern’i ve Schaffhausen’i çok beğendiğimi belirtmek isterim. Rotanızı kendi sevdiğiniz şekilde planlayıp gerisini SBB’ye bırakın derim.
İsviçre’de Konaklama

Şunu söylemek gerekir ki bu ülke de konaklamak oldukça pahalı. Şöyle ki vize başvurum için yaptığım hostel konaklaması 8 gece için 600 CHF civarındaydı. Ben konaklamayı Zürih’te abim ve yengemin evinde yaptığım için herhangi bir konaklama ücreti ödemedim ve büyük bir ödeme kaleminden kurtulmuş oldum. Bütçenize uygun merkez yerine şehir dışındaki yerlerde daha uyguna konaklayabilirsiniz. Ulaşım ağı gelişmiş ve travel pass aldığınızı düşünürsek bu şekilde konaklama masrafınızı minimuma indirmiş olursunuz. Yukarıdaki Booking arama kısmından kalacağınız yer için en uygun konaklama seçeneklerini görebilirsiniz. Aşağıdaki fırsat kısmından ise Zürih’te indirime giren konaklama yerlerini görebilirsiniz.
Booking.comİsviçre’de Dil

İsviçre’de resmi olarak 4 denilse de yaygın olarak kullanılan üç dil var. Almanca, Fransızca, İtalyanca, Romanşça. Kanton ve bölgelere göre dil de farklılık göstermektedir. Almanca genel olarak yoğun kullanılan dil olarak diğerlerine göre öne çıkıyor. Benim bu diller hakkında herhangi bir bilgim olmadığından iletişimi genelde İngilizce kurdum. Fakat gittiğim bazı küçük yerlerde otobüs şoförleri dahi ingilizce bilmiyorlardı. Buralarda imdadınıza internetiniz yoksa çevrimdışı Google Translate yetişiyor. İnternet paketinizi kullanmayacaksanız gitmeden önce Almanca ve diğer dilleri indirmenizi öneririm.
İsviçre’de Para Birimi ve Saat Farkı
İsviçre’de para birimi olarak İsviçre Frangı (CHF) kullanılmaktadır. Her ne kadar Schengen bölgesinin bir parçası olsa da Avrupa Birliği üyesi değiller ve kendi para birimlerini kullanıyorlar. Saat olarak ise bizden iki saat geride bulunmaktalar.
İsviçre’de Ülkeler Arası Geçiş
İsviçre’de ülkeler arası geçişte bazen pasaport kontrolü yapılabiliyor. Komşu ülkeleri (Almanya, Fransa, İtalya, Avusturya, Lihtenştayn) gibi ülkelerde Schengen ülkeleri olduğu için giriş çıkışlarda çok sıkıntı olmamakta. Almanya’nın İsviçre’ye göre çok daha ucuz olmasından dolayı hafta sonları alışveriş için genel olarak bu tarafa geçişler olmakta. Son gecemde abimle Schaffhausen’e gittik. Buraya giderken ilk önce Almanya sınırından geçtik herhangi bir kontrol olmadan ve sonra tekrar İsviçre’ye giriş yaptık.
Yemeği de Almanya’da yiyelim dedik ama hafta sonu aşırı kalabalık olduğundan rezervasyonsuz yer bulmak oldukça zor. Eğer İsviçre’de fazla vaktiniz varsa komşu ülkelerde de program yapacak şekilde rota yapabilirsiniz. Çevresindeki ülkelerde çok güzel yerler barındırıyor.
İsviçre’de Yaşam

Kaldığım süre boyunca edindiğim tecrübe ve gözlemleri hemen paylaşıyorum.
Dünya’nın en yaşanabilir ve pahalı ilk 10 şehrinden 6’sı bu ülkede bulunuyor. Yaşam standartları oldukça yüksek. Özellikle bizim gibi ekonomisi berbat ülkelerden gelenler için oldukça pahalı olmakta.
Yukarıda da değindiğim gibi ulaşım konusu çok güzel çözülmüş durumda dakikası dakikasına gideceğiniz yere rahatlıkla ulaşabiliyorsunuz. Tren ana istasyonları gezdiğim her şehirde çok merkeziydi ve şehirlerde yürüyerek gezmek çok kolaydı. Bunların hiç biri rasgele yapılmamış. Bisiklet kullanımı Avrupa’nın bir çok yerinde olduğu gibi burada da oldukça yaygın kullanımda. Parlemento Binası’nda çalışanlar bile işe bisikletle gidip geliyorlar.
Otobüs duraklarında veya trende, otobüste yanınıza gelen insanlar selam veriyorlar. Çalışanlar selamlaşıp hal hatır sormadan işe başlamıyorlar. Bu çocukluktan itibaren öğretilen bir şey. Ufacık çocuklar okula kendileri gidip gelebiliyor. İnsanlar genel olarak çok saygılılar. Tren bileti almadan binen insanlara bile ceza keserken hakaret, küçük düşürücü davranışlarda bulunulmuyor. Bilet keser gibi cezasını kesip devam ediyorlar.
Ülkede bir çok yerde sürekli asker gördüm. Sanırım akşamları eve dönüyorlar ve sabah tekrar işe gider gibi gidiyorlar. Uzun saçlı, küpeli, sakallı şekilde görevlerini yapabiliyorlar, bu diğer işlerde de geçerli. İnsanlar yaptıkları işi genel olarak severek yapıyorlar ve mutlu gözüküyorlar. Kadınlar bir çok işte; otobüs ve tren şoförlüğü, boyacılık vs. işlerde gibi çalışıyorlar, hayatın içinde ve aktifler.
Doğası çok güzel olduğundan insanları bunu çok iyi değerlendiriyor. Outdoor sporlarda oldukça aktifler. Tırmanış, dağcılık, yürüyüş, bisiklet, kayak gibi bir çok sporla uğraşıyorlar. Hatta bu tüm yaş kesimleri için geçerli bindiğim trenlerde ufacık çocuklarda gördüm 70-80 yaşlarında yürüyüşe çıkan insanlarda.
Tren, otobüs veya yolda bira içen insanlarla sıklıkla karşılaşabiliyorsunuz. Sudan ucuz olduğu içinde yoğun olarak tercih ediliyor. Bana en garip geleni de askerlerin mesai bitiminde 12’lik bir paketi trende içmeleriydi.
İnsanlar genel olarak sakin, huzurlu bir görüntü çiziyorlar. Etrafımda bağrışan veya kavga eden insana hiç denk gelmedim.
Otoparklar genel olarak ücretli bazı yerlerde bazı saatlerde ücretsiz olabiliyor. Arabanızı park ettikten sonra otomattan alacağınız kartı arabanızın ön camına koymalısınız yoksa ceza yiyebilirsiniz.
İş yerlerindeki mola saatleriniz çalışma saatinize göre değişiklik gösteriyor. Bazı yoğun saatlerde molaya dahi çıkılmıyor. Pazar günleri bir çok yer kapalı. Genel olarak kiliseye gidildiğinden ve aile hayatına önem verildiğinden bunun uygulandığını düşünüyorum.
İsviçre’de Yeme İçme

Gezdiğim günlerde genelde evde yaptığım sandviçleri götürüp yedim. Genel olarak istasyonlarda take away marketler (Migros, Coop, Kiosk) bulunmakta ve restoranlara göre buralardan yemek olayını daha ucuza halletmektesiniz. Eğer dışarıda ucuza yemek istiyorum diyorsanız tercihiniz bunlar olmalı. En basitinden Mc Donald’s daki bir Big King menü 15-20 CHF civarında onlara göre normal olsa da bize göre pahalı 5.5 la çarptığımızı düşünürsek (: Restoranlarda yemekte aşağı yukarı aynı, kaliteye göre fiyat artmakta.
Dışarıda içebileceğiniz en ucuz kahve 2-3 CHF olarak değişmekte çok daha pahalıları mevcut tabii. Su da istasyonlarda 1 CHF civarında marketlerden çok daha ucuza alabilirsiniz. Şişeniz varsa su kaynaklarından bedavaya doldurabilirsiniz. Suyu içilebilir standartta ama insanlara ucuz geldiğinden genel olarak marketten almaktalar.
Kullandığım Mobil App’ler

Gezerken oldukça yardımcı olan kullandığım uygulamaları paylaşmak istedim.
SBB Mobile : Tren, otobüs, botlar ve dağ trenleri için rota çıkarıp kullandığım uygulama en basitinden. Bineceğiniz ve gitmek istediğiniz yeri girdikten sonra size hangi durakta inip hangi perondan bineceğinizi söyleyen uygulama. Swiss Travel Pass ile gezecekseniz ilk indireceğiniz uygulama olsun. Ben internetim olmadığımdan değişiklik güncellemelerini alamıyordum fakat perona gittiğimde bir değişiklik olduysa ilgili görevliler veya akıllı ekranlar yönlendirme için yeterli. İnternetiniz olmasada ineceğiniz durağa yaklaşırken ve hangi perondan binecekseniz ona göre size bildirim atmakta.
Summer Hike ve Winter Hike : Bu uygulamalar İsviçre’deki bir çok yürüyüş rotasını içeriyor. Buradan kendinize uygun yürüyüş rotasını seçip, gerçekleştirebilirsiniz. Bilgi olarak nereden başlayıp bitireceğiniz, ortalama ne kadar sürdüğü, parkur zorluğu, yol üstünde bulunan cafe-restoran gibi bilgilerde yer almakta.
Swiss Snow : Eğer kayak yapıyorsanız muhakkak indirin. Hava durumunu da detaylı takip etmek için kullanabilirsiniz.
Google Maps, Trips ve Translate : Gezilerimde her zaman en büyük 3 yardımcı uygulamam. Google haritalara kaydettiğim pinli yerleri, ülkenin haritasını indirerek çevrimdışı kullanabiliyorum ve bu bana çok büyük fayda sağlıyor. Bölgeye gittiğim zaman uygulamayı açıp rahatlıkla rotamı gezebiliyorum.
Google Trips uygulaması ise gezmek istediğiniz yeri yazınca bölgede bulunan müze, tarihi yerler, outdoor ve indoor aktiviteler ve daha yapılabilecek bir çok şeyi göstermekte. Yine burada beğendiğiniz yerleri pinleyerek Google Maps’e kayıt olmasını sağlayabilirsiniz.
Translate uygulaması ise gittiğiniz ülke de İngilizce ana dil veya çok kullanılan bir dil değilse bölgenin lokal dilini indirip ihtiyaç anında kullanmanız için güzel bir uygulama.
Siz de gezilerinizde kullandığınız diğer faydalı uygulamaları paylaşırsanız listeyi genişletebiliriz.
Aklıma gelen not aldığım ve yaşadığım tecrübelerden genel olarak bahsettim. Gezdiğim yerlerle ilgili yazı ve fotoğraf paylaşımlarını ayrı postlarda yapacağım. Merak ettiğiniz, aklınıza takılanları, yorum olarak belirtirseniz sevinirim.
Instagram’da fotoğraflarıma ve öne çıkan hikayelerime bakarak daha fazla fikir sahibi olabilirsiniz.
Son olarak gezimde rota konusunda yardımcı olan dostum Batın’a , harika bir hafta geçirmemi sağlayan ve ev sahiplikleri için abim ve yengeme sonsuz teşekkürler.