Karadağ(Montenegro)
Karadağ Güneydoğu Avrupa’da yer alan bir Balkan ülkesidir. Başkenti Podgorica olan ülkenin önemli turistik noktalarını; Kotor, Budva, Perast gibi yerlerden oluşmaktadır. Vizesiz ülkeler arasında yer alan Karadağ, bu statüdeki görebilecek en güzel ülkeler arasında. Kotor’un gezilecek yerleri ise Karadağ’da başı çekiyor.

Karadağ’a Ulaşım
Karadağ’a uçan tek firma şuan için THY. İstanbul’dan başkent Podgorica’ya direkt uçarak, Kotor ve Budva’ya otobüslerle ulaşım sağlayabilirsiniz. Alternatif yollar ise Bosna Hersek(Saraybosna) veya Arnavutluk(Tiran)’a uçarak buradan kara yoluyla ulaşım sağlayabilirsiniz.
Bir önceki yazımda Zabljak bölgesinden bahsetmiştim. Karadağ’da ikinci durağımız olan Kotor ve çevresindeki yerleri gezmek için Zabljak’tan sabah erkenden yola düştük. 4 saate yakın bir yol bizi bekliyordu ve öğlen aşırı sıcaktan etkilenmemek için erken çıkmaya karar verdik. Gezeceğimiz yerler yürüyerek gezileceğinden dolayı bugün epey yorulacaktık. Zabljak’tan Kotor’a doğru inerken, gece yarısı geldiğimiz bu bölgeyi, doğru düzgün görememiştik. Gün ışığında gerçekten çok güzeldi, yemyeşil doğa, göller ve dağlar şehre inene kadar bize eşlik etti. Yolun başında çok güzel sis vardı fakat bu yol almakta bizi biraz etkiledi :). Zabljak bölgesinde bir diğer dikkat çekici unsursa bazı tünellerin ortasında boşluklar bulunuyordu. Dağlar tünelin bir kısmını kapatıyor bir kısmı açık kalıyordu ve yer yer tünel içinde yukarıdan akan sulara denk geldik :).
Adriyatik Denizi’ne yaklaştıkça yeni göreceğimiz yerlerin heyecanı da artmaya başladı. Virajlı yollardan sonra deniz içinde ufak adacıkları gördük ve sonra uçsuz bucaksız Adriyatik önümüzdeydi. Yol üstünde ufak bir mola verip biraz benzin aldıktan sonra ilk durağımız olan Perast’a gelmek üzereydik.
Perast

UNESCO koruması altında olan bu Orta Çağ köyü çok ufak, kısa sürede gezilebilir olduğundan rotamıza eklemiştik. Burayı gezmek için üst kısımda aracımızı ücretsiz bir şekilde park ettik ve merdivenlerden inerek keşfe başladık. Burayı baştan sona gezmek en fazla 20 dakikanızı alır. Müze, kilise ve karşısında bulunan iki adaya da gitmek isterseniz 2-3 saatte tahminimce hepsini yapabilirsiniz. Karşı da bulunan iki adadan birinde Kayaların Leydisi bulunuyor. Bizdeki Kız Kulesi gibi teknelerle ulaşılabilen bu adanın yanında ise eski bir kilise olan Sveti Juraj Katolik Kilisesi var. Marina’nın yanında tur isteyip istemediğinizi soran bir kaç kişiye denk geliyorsunuz, isterseniz 5 Euro gibi bir ücretle buralara gidebilirsiniz.

Perast gerçekten küçük bir yer fakat manzarası harika. St. Nikola Kilisesi arkasında Adriyatik deniziyle beraber dağlar bu Old Town’a ayrı bir hava katmakta. Uzun süre Venediklilerin himayesi altında kalan bu bölge de mimari gerçekten çok güzel, bu da neden UNESCO korumasına girdiğini açıklıyor aslında. Kotor’a 15 dakika uzaklıkta olan bu yeri listenize eklemelisiniz. Kotor’dan buraya saatlik minibüsler bulunuyor, aracınız yoksa bile bu şekilde gidip gelebilirsiniz. Hatta havalar çok sıcak olmazsa bisiklet kiralayıp bile gelinebilir. Yazının en altına Perast’ta gezilecek yerleri de ekledim.
Kotor Kalesi (Kotor Fortress, Castle of San Giovanni)

Çok vakit kaybetmeden Kotor‘a gelerek öğle sıcağına kalmadan Kotor Kalesi‘ne çıkmak istiyorduk. Arabamızı hemen bir otoparka saati 1.2 Euro’dan bıraktık. Sularımızı ve atıştırmalıklarımızı çantamıza atarak kaleye doğru yürümeye başladık.
Şöyle ki geçen senelerde kaleye giriş 3 Euro iken bu sene 8 Euro olmuş. Biz de bu sebepten ücretsiz girişe yöneldik 🙂 Aşağıda tüm gezilecek yerleri paylaşacağım haritada giriş yapılan noktayı işaretleyeceğim. Offline haritanızda buraya gelip giriş yapabilirsiniz. Normalde girişte bir gişe var ve çalışmıyor, burada bekleyen bir görevli sizden ücret alıyor. Biz ücretsiz yerden girip dönüşte buradan çıktık ve herhangi bir sıkıntı yaşamadık. Ücretsiz girilen kısımda merdivensiz zikzaklı bir yol sizi bekliyor, bence burada yürümek merdivenli yere göre daha rahat. Sizinle beraber buradan giren başka insanlar da göreceksiniz ve bu yol bir yerden sonra merdivenlerin olduğu kısma bağlanıyor. Dönüşte içeride aşağıda kalan kiliseye de uğrayabilirsiniz.
Kotor Kalesi’ne biz yaklaşık 40-45 dakikada çıktık. Buraya çıktıktan sonra burada dinlenmesi, fotoğraf, atıştırma manzara derken 1 saat harcayabilirsiniz. Çünkü epey emek verip çıktığınız bu harika manzarayı kolayca bırakıp inesiniz gelmiyor 🙂 Çıkınca doya doya seyredin, Avrupa’nın en güzel manzaralarından biri olduğu rivayetleri var. Çok haksız sayılmazlar sanırım çıkınca kendiniz karar verirsiniz çünkü fotoğraflar da her şey net olmuyor 🙂 Kotor’a sürekli gelen Cruise’yi de buradan aşağıdaki fotoğrafımda solumda görebiliyorsunuz. Bizim kaleye çıkışımız öğlene yakın saatlerde olduğu için yoğun bir sıcaklık altında epey terleyerek çıktık. Bizim Kotor planımız günübirlik olduğundan ve akşam Arnavutluk’a geçeceğimizden saat konusunda en iyi tercihimiz bu oldu. Vaktiniz yeterli ise sabah erken veya akşam buraya çıkmak daha kolay olacaktır.
Yanınıza mutlaka yeterli miktarda su alın çok su kaybedeceksiniz. Yol üstünde de ara ara su ve meşrubat satan satıcılar var, unutursanız da onlardan alabilirsiniz, fiyatları fahiş değildi. Biz çıkarken sıcak olduğundan deniz şortlarımızı giyerek çıktık ve yolun belli bir kısmından sonra tişörtlerimizi de çıkardık. Güneşten çok etkileniyorsanız şapka ve koruyucu krem kullanmayı ihmal etmeyin, çünkü yol boyunca epey yanacaksınız.
Kotor Old Town(Stari Grad)

Kotor Old Town’a girdiğimiz andan itibaren Perast’ta gördüğümüz mimarinin daha yaygını burada hakim. Kapılar, pencereler, duvarlar hepsi birbiriyle uyum içinde ve dokunulmamış, bozulmamış buranın yapısı. Normalde şehirleri sevmem ama burası kendine hayran bırakıyor. Burada yapacağınız en güzel şey sokak sokak gezip, kaybolmak 🙂

Kotor şehri zamanında Osmanlı tarafından kuşatılıp bir türlü alınamamış. Kotor Old Town bir kale içinde ve etrafı da dağlarla çevrili olduğundan fethedilmesi oldukça zor bir yer. İki büyük deprem de oldukça hasar alan bölge tekrar eski yapısını korumayı başarmış. Kotor Kalesi’nden indikten sonra direkt zaten Old Town’ın içine çıkıyoruz ve burada St. Tryphon Katedrali, St. Nicholas Kilisesi gibi önemli yerleri geziyoruz.

Kotor Old Town, Perast kadar küçük olmasada yürüyerek yarım saatte bitirebileceğiniz büyüklükte. Burada rahat rahat dolaşın sokakların güzelliğini doya doya yaşayın.

Bir çok restoran, cafe, bar ve hediyelik eşya alabileceğiniz mekan bulunmakta. Temmuz ve Ağustos ayları buranın sezonu olduğundan hem çok sıcak hem de diğer aylara göre daha kalabalık, ama kalabalık o kadar gözünüzü korkutmasın İstanbul gibi bir yerden bahsetmiyorum.
Budva Old Town(Stari Grad)

Kotor’dan sonraki durağımız elbette Budva oldu. Sıcaktan oldukça bunaldığımız için ilk önce Budva Old Town‘a uğrayıp bir şehir turu yaptık. Burası oldukça küçük olduğundan çok vakit kaybetmeden hızlıca gezebilmeniz mümkün. Buradan İşkodra Gölü planımız vardı fakat ilk önce Adriyatik Denizi‘nin tadını çıkarmak için Kamenovo Beach‘e gittik. Plaja giriş ücretsiz. Budva deniz turizmi açısından çok tercih edilen bir yer. Bir çok yerden insanlar buraya geliyor ve yolda tepe noktasına ulaştığınız bir yerde plajların doluluğunu net bir şekilde görebiliyorsunuz. Biz görece daha sakin, denizin güzel olduğu ve ücretsiz olması yönünden Kamenovo Beach’i tercih ettik. Plajlarda şezlong ve şemsiye fiyatları oldukça pahalı. Para vermek istemiyorsanız alternatif çözümleri düşünmenizde fayda var.
Otopark için 4 Euro civarı bir fiyatla arabamızı park ettik. Bir kaç saat boyunca Adriyatik’in tadını çıkartıp oldukça keyifli bir zaman geçirdik.
İşkodra Gölü(Lake Skadar)

Daha sonra gün batımı için planımızda olan İşkodra Gölü‘ne doğru yola çıktık. Buradan yol yaklaşık bir saat sürmekte ve giderken Sveti Stefan‘ı yukarıdan görme şansınız bulunmakta. Eğer buraya gitme düşünceniz varsa yakınlığından Kamenovo Beach’ten sonra gitmeniz daha doğru olacaktır. Biz İşkodra Gölü’nden sonra Arnavutluk’a Podgorica üstünden geçtiğimiz için bir daha bu yola girmedik. Sveti Stefan’a giriş normalde yasak eğer oradaki pahalı otel veya restoranlarda rezervasyonunuz yoksa. Ama yakınında bulunan yerlerden yol üstüne arabanızı park edip fotoğraf çekmeniz elbette mümkün.
İşkodra Gölü’ne gelmeden bir başka görmek isteyeceğiniz yer Lovcen National Park olabilir. Burası manzarası ve dokusu itibariyle turistler tarafından oldukça rağbet gören bir bölge ve ne yazık ki İşkodra Gölü’ne giderken bir yerden sonra yol ikiye ayrılmakta ve bu iki yol birbirinin tamamıyla tersine gitmekte. Biz hakkımızı,güzel manzarayı Kotor Kalesi’nde gördüğümüzden daha çok görmek istediğimiz İşkodra Gölü’nden yana kullandık. Eğer bunların hepsini yapmak istiyorum derseniz bir günün yeterli olmayacağını söylemek zorundayım. Yerler kuş uçuşu birbirine çok yakın olsa da dağlık ve bol virajlı yapıdan dolayı çok yakından gözüken yerler bile saatler sürebiliyor. İşkodra Gölü’nün en güzel manzarası Pavlova Strana izleme noktasını da aşağıdaki haritaya ekledim.
Karadağ Konaklama Fırsatları
Booking.comBuradan sonra İşkodra Gölü boyunca uzunca bir yolu takip edip Arnavutluk sınırına ulaştık. Sınırdan sorunsuz geçip, geceyi geçireceğimiz Tiran’a doğru yol aldık. Evinde kaldığımız ailenin kızı İstanbul’da doktorluk okuduğundan bize karşı oldukça yardımsever ve sıcaktılar.
Arnavutluk Konaklama Fırsatları
Booking.comKonaklamanızı Booking üzerinden yaparsanız, referans kodumla ödediğiniz ücretin %10’unu geri alabilirsiniz.
Aşağıdaki video yerler hakkında biraz daha fikir edinmeniz açısından iyi olacaktır.
Gittiğimiz ve gidemeyipte önerdiğim Kotor’da ve çevresinde gezilecek yerleri bu haritada pinledim bunu kullanarak, kendinize kolayca bir rota çizebilirsiniz. Kotor Kalesi’ne ücretsiz yerden girebileceğiniz yeri de harita da işaretledim. Soru ve görüşlerinizi yorum kısmında belirtirseniz çok sevinirim.
Keyifli seyahatler 🙂